Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) Sigorta Haftası vesilesiyle düzenlediği “Sigorta ve Emeklilik Konferansı” tüm paydaşların katılımıyla gerçekleşti. Sigortacılığın 180’inci yılına da vurgu yapılan konferans kapsamında sektörün gündeminde olan iklim değişikliği, doğal afetler, yaşlanma ve emeklilik gibi konuların tartışıldığı iki panel düzenlendi.
Türkiye Sigorta Birliği, Sigorta Haftası kapsamında “Sigorta ve Emeklilik Konferansı”nı düzenledi. Sigortanın Osmanlı’dan bugüne 180’inci yılında kamu kurumları ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen konferansın açılış konuşmalarını Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken, Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Mete Güler ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürü Murat Kayacı yaptı. Konferans kapsamında “İklim Değişikliği Ve Doğal Afet Riskleri” ve “Yaşlanma Olgusu; Yaşlılıkta Bakım Ve Tamamlayıcı Emekliliğin Önemi” başlıklı iki panel düzenlendi.
Bu yıl sekizincisi kutlanan Sigorta Haftası’nı Birlik olarak çok önemsediklerini belirten Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar konuşmasında, sektöre ait güncel verileri paylaştı. 62 şirketten oluşan sektörün, 189 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştığını, yaklaşık 200 bin kişiye direkt ve dolaylı istihdam sağladıklarını ifade eden Çağlar, “Sektör olarak geçen seneyi 54 milyar TL’lik bir prim üretimi ile kapatmıştık. Nisan 2019 itibariyle hayat dışı branşlarda yaklaşık yüzde 21’lik bir artışla 19,9 milyar TL tutarında prim ürettik. Hayat branşında ise bir önceki yıla göre yüzde 26 büyüyerek, 3,2 milyar TL tutarında prim ürettik. Bireysel emeklilikte biriktirdiğimiz fonların tutarı da 100 milyar TL’yi geçmiş durumdadır.” dedi.
Türkiye’deki tüm büyük yatırımların arkasında sigorta sektörünün olduğunu ifade eden Çağlar, “GSMH’nın 35 katına ulaşan, yaklaşık 107 trilyon TL’lik bir güvence sunuyoruz. Toplam fon büyüklüğümüz de 155 milyar TL’ye ulaşmıştır.“ dedi.
İklim değişikliklerinin getirdiği risklerin gün geçtikçe daha fazla gündeme geldiğini belirten ve bu sebeple bu konuyu gündeme taşıdıklarını kaydeden Çağlar, “Bu riskler gün geçtikçe artıyor ancak her 4 evden 3’ünün konut sigortası, yarısının DASK’ı yok. İş yerlerinin de yarısının yangın sigortası bulunmuyor. İklim değişikliğinin getirdiği ve giderek artan riskler, insanımızın yıllarca biriktirdiklerinin ve emeklerinin bir anda heba olmasına neden oluyor. Bizlerin bu riskleri toplumumuza iyi anlatmamız, bu alandaki farkındalığı yükseltmemiz gerekiyor. Ülkemizdeki düşük sigortalılık oranı nedeniyle varlıklarımız yeterince koruma altında değil. Sigortalılık oranının artırılması ülkemiz ve ülke insanımız için hayati önem arz ediyor. Ayrıca, tasarrufa ihtiyacı olan bir ülke olduğumuz için Bireysel Emeklilik Sistemi de hayati önem taşıyor. Neticede sigorta bilincinin geliştirilmesi memleket meselesi. Unutmayalım ki bugününü koruma altına almayan toplumlar geleceklerini güvence altına almazlar.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürü Murat Kayacı ise, “Sigortanın gerek bireylerin maruz kaldığı çeşitli risklerin gerçekleşmesi sonucu maddi zararların karşılanması gerekse ülke ekonomisinin ihtiyaç duyduğu fonları sağlaması bakımından çok yönlü faydalar sunuyor.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Mete Güler ise 2018 yılında sigortacılık ve özel emeklilik sektörünün istikrarını sürdürdüğünü belirtti. Sektörün önemli bir büyüme potansiyeline sahip olunduğunu, ancak arzu edilen finansal büyüklüğe erişilemediğini kaydeden Güler, Kurul olarak faaliyetlerinden bahsetti.
Geçen dönemlerde yaptıkları denetimlerde şirketlerin mali bünye ve sermaye yeterliliklerini görme imkanlarının olduğunu aktaran Güler, “Bu sene ise bankasürans ve hasar denetimleri ve piyasa disiplini denetimlerine devam ediyoruz. Yapacağımız denetimlerde bilişim tabanlı uygulamalardan etkin şekilde faydalanmayı planlıyoruz. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi bünyesinde yürüttüğümüz yapılandırma çalışmalarında son aşamalara geldik.” diye konuştu.
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken de konuşmasında, sigortacılık sektörü ne kadar büyürse Türkiye ekonomisinin de o kadar büyüyeceğini belirtti ve “Bu iki gösterge başat gitmek zorunda. Türkiye’nin güçlü bir sigorta ve emeklilik sistemine sahip olması ekonomimizin büyümesi için de büyük önem taşıyor.” dedi.
Türkiye Sigorta Birliği, Sigorta Haftası kapsamında “Sigorta ve Emeklilik Konferansı”nı düzenledi. Sigortanın Osmanlı’dan bugüne 180’inci yılında kamu kurumları ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen konferansın açılış konuşmalarını Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken, Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Mete Güler ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürü Murat Kayacı yaptı. Konferans kapsamında “İklim Değişikliği Ve Doğal Afet Riskleri” ve “Yaşlanma Olgusu; Yaşlılıkta Bakım Ve Tamamlayıcı Emekliliğin Önemi” başlıklı iki panel düzenlendi.
Bu yıl sekizincisi kutlanan Sigorta Haftası’nı Birlik olarak çok önemsediklerini belirten Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar konuşmasında, sektöre ait güncel verileri paylaştı. 62 şirketten oluşan sektörün, 189 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştığını, yaklaşık 200 bin kişiye direkt ve dolaylı istihdam sağladıklarını ifade eden Çağlar, “Sektör olarak geçen seneyi 54 milyar TL’lik bir prim üretimi ile kapatmıştık. Nisan 2019 itibariyle hayat dışı branşlarda yaklaşık yüzde 21’lik bir artışla 19,9 milyar TL tutarında prim ürettik. Hayat branşında ise bir önceki yıla göre yüzde 26 büyüyerek, 3,2 milyar TL tutarında prim ürettik. Bireysel emeklilikte biriktirdiğimiz fonların tutarı da 100 milyar TL’yi geçmiş durumdadır.” dedi.
Türkiye’deki tüm büyük yatırımların arkasında sigorta sektörünün olduğunu ifade eden Çağlar, “GSMH’nın 35 katına ulaşan, yaklaşık 107 trilyon TL’lik bir güvence sunuyoruz. Toplam fon büyüklüğümüz de 155 milyar TL’ye ulaşmıştır.“ dedi.
İklim değişikliklerinin getirdiği risklerin gün geçtikçe daha fazla gündeme geldiğini belirten ve bu sebeple bu konuyu gündeme taşıdıklarını kaydeden Çağlar, “Bu riskler gün geçtikçe artıyor ancak her 4 evden 3’ünün konut sigortası, yarısının DASK’ı yok. İş yerlerinin de yarısının yangın sigortası bulunmuyor. İklim değişikliğinin getirdiği ve giderek artan riskler, insanımızın yıllarca biriktirdiklerinin ve emeklerinin bir anda heba olmasına neden oluyor. Bizlerin bu riskleri toplumumuza iyi anlatmamız, bu alandaki farkındalığı yükseltmemiz gerekiyor. Ülkemizdeki düşük sigortalılık oranı nedeniyle varlıklarımız yeterince koruma altında değil. Sigortalılık oranının artırılması ülkemiz ve ülke insanımız için hayati önem arz ediyor. Ayrıca, tasarrufa ihtiyacı olan bir ülke olduğumuz için Bireysel Emeklilik Sistemi de hayati önem taşıyor. Neticede sigorta bilincinin geliştirilmesi memleket meselesi. Unutmayalım ki bugününü koruma altına almayan toplumlar geleceklerini güvence altına almazlar.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürü Murat Kayacı ise, “Sigortanın gerek bireylerin maruz kaldığı çeşitli risklerin gerçekleşmesi sonucu maddi zararların karşılanması gerekse ülke ekonomisinin ihtiyaç duyduğu fonları sağlaması bakımından çok yönlü faydalar sunuyor.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Mete Güler ise 2018 yılında sigortacılık ve özel emeklilik sektörünün istikrarını sürdürdüğünü belirtti. Sektörün önemli bir büyüme potansiyeline sahip olunduğunu, ancak arzu edilen finansal büyüklüğe erişilemediğini kaydeden Güler, Kurul olarak faaliyetlerinden bahsetti.
Geçen dönemlerde yaptıkları denetimlerde şirketlerin mali bünye ve sermaye yeterliliklerini görme imkanlarının olduğunu aktaran Güler, “Bu sene ise bankasürans ve hasar denetimleri ve piyasa disiplini denetimlerine devam ediyoruz. Yapacağımız denetimlerde bilişim tabanlı uygulamalardan etkin şekilde faydalanmayı planlıyoruz. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi bünyesinde yürüttüğümüz yapılandırma çalışmalarında son aşamalara geldik.” diye konuştu.
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken de konuşmasında, sigortacılık sektörü ne kadar büyürse Türkiye ekonomisinin de o kadar büyüyeceğini belirtti ve “Bu iki gösterge başat gitmek zorunda. Türkiye’nin güçlü bir sigorta ve emeklilik sistemine sahip olması ekonomimizin büyümesi için de büyük önem taşıyor.” dedi.